Nasıl Influencer olunmaz?
Öncelikle
selamlar.
Arkadaşlarım,
bu merak edilmeyen konu ile ilgili söylenecek çok fazla şey var. Sizi, çok
fazla alakadar etmeyen bu konu ile bilgilendirmek ve öngörülerimi sunmak
isterim.
Sıralama
olmadan başlıkları aşağıya salıyorum.
Haydi başlayalım.
- Mesai
saatleri içinde çalışıyorsan;
Yani kısacası çalışıyorsan. Özellikle özel sektörde. Mümkün değil yani günde 9,5 – 10 saat çalışan bir insanın bunu yapması. Özel sektörde çalışan bir insanın, (kurumsal köle diye de adlandırabiliriz) hafta içinde duş almak ve yemek yemek dışında yapabileceği pek bir şey yok maalesef.
- Üşengeçsen;
Bu maddeyi aslında genellememek lazım. Her anlamda üşengeçlikten bahsetmiyoruz tabi ki. Yani fotoğraf paylaşmaya, yazı yazmaya, bir yere gitmeye ya da bilgi edinmek için okumaya halin yoksa bu iş zor.
- Küçük
bir evde yaşıyorsan;
Burada söylenmek istenen aslında, yaşam alanınız yoksa yetersiz kalırsınız. Düşünsenize 50 m2 bir ev, Amerikan mutfak ve yediğin, içtiğin, oturduğun, kalktığın aynı alanda. Neyi çekebilirsin ki?
- İstanbul’da / İzmir’de yaşamıyorsan;
Yanlış anlaşılma olmasın, kütükten bahsetmiyorum. Yaşadığı şehir olarak baz alalım lütfen. Hiç Iğdırlı – Mersinli – Kayserili – Bursalı influencer gördünüz mü?
- Bağdat Caddesi – Ataşehir – Beykoz – Sarıyer - Moda – Beşiktaş –Cihangir dışında bir yerde yaşıyorsan;
Ne gördüm ne duydum, hepsi aynı yere toplanmış. Genelde rezidans oluyor zaten. Hatta çoğu komşu. Ümraniye’de oturanına rastlayan olduysa yazsın da bilelim bizde.
- iPhone’un yoksa;
iPhone kırmızı çizgimiz. Android zekası influencerlığı kaldıramıyor. Zaten androidlerin en iyi markası olsa da kameraları leş gibi.
- Radikal
kararlara açık değilsen;
Örneklendirecek olursak, bir anda planlı ya da plansız şekilde evini taşıman, yaşadığın şehri hatta ülkeyi değiştirmen. Ya da çalıştığın işi bırakman, değiştirmen. Hiç aklında yokken evlenmen, çocuk sahibi olman vs. vs. Böyle şeylere açık olmak şart.
- Hem
giyim olarak hem de konuşma konusunda cesur değilsen;
Bu konuda dikkatli yazmak lazım. Devamlı dekolte giymiyorsan gibi bir şey demek istemiyorum tabi ki. Ama gerektiğinde bikini de giyeceksin yani. Ya da rengarenk olacaksın. Ya da sana hediye gönderilen bir ayakkabıyı her ne kadar şekilsiz bulsan da bir şekilde kombinleyeceksin. Bir de aklından geçeni çatara patara söylemelisin. Açık ruhlu, özgür fikirli olmak lazım. Takipçi kazanayım diye her söylenene okey veremezsin.
- Fotoğraf
çekmeyi sevmiyorsan ya da fotoğraf çektirecek kimseyi bulamıyorsan;
Ya sevmemek değil de, çektirecek kimseyi bulamamak dert ya.
Düşünün hayalleriniz var influencer olacaksınız ama fotoğraf paylaşamıyorsunuz.
Çünkü neden? Fotoğraf yok. Çünkü neden? Fotoğraf çektirecek kimse yok.
Zamanlayıcıyla falan da bir yere kadar. Açı dediğimiz bir şey var yani. Açı önemli!
Zaten sevmiyorsanız da, konuyu konuşmayalım.
- Yediğini,
içtiğini, gittiğin yeri paylaşmayı sevmiyorsan;
Olmaaaaaaz! En önemli kurallardan biri de budur. Takipçiler,
fanlar bunları merak ettiği için influencerları takip ediyor zaten. Yoksa ne
işi seninle?
- Spor
yapmıyorsan;
Özel hoca, squat videoları olmazsa olmazlar listesine giriş
yaptı. Fark ediyorsanız hepsinin beli 60 cm. Sebebi özel ders programları, diyetler,
sağlıklı yaşam protokolleri işte ne olacak?
- Yoga
/ meditasyon yapmıyorsan;
Bu olay nasıl patladı bilmiyorum ama faydası var demek ki? O yüzden şimdiden öğrenilmeye başlansın sayın influencer adayları..
- Makyaj
yapmayı sevmiyor ya da pek anlamıyorsan;
A aa o ne demek? Bu işin temeli o! Sizin kitleniz kadınlar. Makyaj yapılacak, o lip gloss sürülecek, o yarım kilo ağırlığındaki takma kirpikler takılacak! Highlighter ile parıl parıl olunmalı. Hadi bakim. Kaçış yok arkadaşlar. Lütfen.
- Online alışveriş yapmıyorsan;
Ha ha ha.. Link vermeyen bir influencer olamaz. Konu tartışmaya kapalı.
- Türkçe konuşurken araya sıkıştırabileceğin kadar İngilizce bilmiyorsan;
Ayy bu en sevdiğim başlık. Ben seviyorum böyle konuşmayı da,
konuşulmasını da. Hatta insanları bu şekilde push etmeye bayılıyorum. İleride sosyal medya üzerinde videolar
çekip atarsam bayağı like alacağıma
da eminim. Tabi ki kendimi check ederek
ilerleyeceğim. Önce yazılarıma focus olmalıyım
ama. İşin sonunda down olmak
istemiyorum. Gibi.
- Video editlemek hakkında bir fikrin yoksa;
Olmalı. Yani kaçış yok. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa
ondan sonraki gün ihtiyacın olacak. Bu yola baş koyacak kişiler adım atmalı.
- Şuana
kadar hiç dolgu yaptırmadıysan;
İğne korkularımızı gökyüzüne salıp doktor seçimlerimizi
yapmamız lazım arkadaşlar. Benden söylemesi.
- Araba
kullanmayı bilmiyorsan;
Ay bu insanın kendisi için önemli olan bir ihtiyaç zaten.
Meslek ne olursa olsun 1 – 0 öne atar sizi.
- Smoothie
ve bowl tüketmiyorsan;
Tercih meselesi zorunda değilsin tabi de bu bir simge.
Aklınızda olsun.
Eveet arkadaşlarım.
Benim gözlem yapabildiğim başlıklar bu
kadar. Okuduğunuzda birçoğuna hak vereceğinizi hatta ‘aa hakikaten öyle ya,
hiç öyle düşünmemiştim’ gibi şeyler söyleyeceğinizi tahmin edebiliyorum. Yani
inşallah öyle olur.
Ama tabi ki de bunlar sadece bir gözlem, bir yorum. Çoğu
göreceli. Her influencer her başlığa bağlı değil. Sadece çoğu, bu yukarıdaki
maddeler dışında kaldığı için influencer demek istiyorum.
Ama asıl önemli olanı sayfanın sonuna iliştirmek istiyorum.
Ne meslek sahibi olursak olalım, hepsi bizim emeğimiz. Her
meslek grubu kendi içinde zor. Her meslek grubunun kendi içinde getirisi olduğu
gibi götürüsü de çok fazla.
Bu sebeple kendimizi üzmeyelim, çalışabilecek gücümüz
yerinde olsun yeter.
Bir bakmışsınız hayat sizi beklemediğiniz bir yerde
gönlünüzden geçenin daha iyisi ile taçlandırmış.
Siz kendinizden vazgeçmeyin!
Asla!
Hepinize öpücükler, güçlü günler :)
Buse Çalışkan.
C
Yorumlar
Yorum Gönder